Kayıtlar

KORKU

O kesik kesik çizilen beyaz yol çizgilerini birleştiriyordu otobüsün hızı. Başımı biraz kaldırınca denizin maviliğini gördüm tanıdık bir dosttu o, yıllar önce ayrıldığım bir şehirde bıraktığım koskocaman bir dost. Şehir asfalttan taşan yeşiliyle karşılamıştı beni,  ‘ben hiç değişmedim’ der gibiydi, tepelerine baktığımda. Bu sırada, birazdan karşısına otogarın çıkacağını bilen şoför, otobüsü sağ şeride geçirmiş ve yavaşlamıştı, artık kesik çizilen yol çizgileri daha belirgindi.                   Otobüs, otogara girip perona yanaşmak için manevralar yaparken bende yolculuğumu bitirmek için hazırlanıyordum. Şehir nasıl küçükse otogarı da öyleydi ve hiç değişmemiş, daha da eskimişti. Sonunda adımımı atmıştım dışarı. Şehrin, sonbaharın son günlerini de bitirdiğini, zamanı bilmesem de anlardım ciğerlerime çektiğim nefesten. Evlerin bacalarından çıkan kömür dumanı hemen sarmıştı nefeslerimi, kış buraya tam...

SON DEĞİL

                                                                                   Güz geldi mi göçüp gidiyorsun buralardan                                                                                    Mahzun kalıyor kalbim ve gözlerim..                                                                                    Sen sevgileri ve yolları hatırla...

GİTMEK

                                                                                                                                                                     ...

SEV 'Gİ

Bardağımdaki çay şekersiz Soframdaki bir tabak yemek tuzsuz olsa da olurdu. Yağmurun ıslattığı  bu şehirde ıslanmak üşütse de Yollar boyunca yürümek yorsa da bedenimi Savaşırdım. Sen, güzel kadın Saçlarını da alıp gitmeseydin.

OLMAZSA

Susmanın yüzsüzlüğünü, Kaldıramadı daha fazla kalbim. Sevi cümleleri, vedalar çıktı sözlerde. Olması gereken neyse o oldu ve Birden korkular pişmanlıkları besledi sonra Bir ayaklanma çıktı beynimde, yüreğimde Bastırması güç, Hala devam etmekte.

DÜŞ'ÜNCE

Olmayacakmışsın artık Zaman fısıldadı kulağıma Bitecekmiş, senli geçen birkaç saat Özlersem... fotoğraflarına Cesaret edebilirsem bakmaya Kim bilir. Rakı kadehinin dibinde biriken damlalar Anlatmaz ki bana seni Camların köşelerindeki buğularda ellerin Dokunamayacakmışım . Bir kış geçecek, sonra bahar, yaz O şehrin en güzel kızı Mevsiminde rastlamak sana Bir bilsen, nefes almak gibi. Kül rengi sabahlara uyanmaktan çok daha kötü sensizlik İşte o kadar kötü. İşte o kadar. Göğsüm sızlar, kollarım yoksul Açlığın susuzluğun, Günlerin gecelerin anlamı yok. Şimdi, şu an Adımlarının yanında adımlarım Olsaydı keşke.

DEĞER

Sabah, Güneş tenine değdiğinde gelirdi. Gelirdi de Tarlalarında buğday başakları Kıskanıp güzelliğini, rüzgara boyun eğerdi. Bir sevmek gelirdi bildiğim yollardan Üstüne düşen gölgelerden anlardım seni Saçların sırtına değerdi Ellerin sanki kalbe Baktığımda gördüğüm Uykularımda sarıldığım sen. Seni sevmeye değerdi.

UYKUDAN UYAN

                                                                                 Eğer sevgilerse aydınlık, değer.                                                                                                                                                                                       ...